Günlük hayatımızda her korkunun bir sebebi ve açıklaması vardır. Korku, insan hayatının temel Saiklerindendir. Kendimizi yersiz risklerden koruma vesilesidir. Sevgi kadar hayat verici bir unsurdur. Oysa, fobi korkudan başka bir şeydir. Hayatı korumak bir yana, yaşayışımızı karartır ve yaşanmaz hale getirir. Fobide korkunun mantıklı bir açıklaması yoktur. Fobi sahibi de bunun farkındadır. Yine de bir şeylerden uzak durmaya, bir şeyleri yapmaktan kaçınmaya bakar. Sözgelimi kapalı yerlerde bulunmak, yüksek bir yere çıkmak kanını dondurur. Neredeyse insanlar sayısınca fobi olsa da, temel üç çeşit fobi vardır:
Basit (özgül) fobiler:En sık görünen fobi şeklidir. Hemen her zaman tedavi olması gerekmez. Basit fobilerin konusu köpekler, yılanlar, böcekler ve fare gibi hayvanlardır. Kan görmek ve yaralanmak, kapalı yerlerde bulunmak (klastrofobi), yükseklik fobisi (akrofobi) ve uçak seyahatleri de sık görülen basit fobi temalarıdır.
Sosyal fobiler:Kişi başkalarınca fark edilecek büyük bir hata yapacağı, küçük düşeceği ya da utanç duyacağı gibi endişeler taşır. Toplum içinde konuşurken kekeleyeceğini, başkalarının önünde yemek yerken boğazına kaçacağını düşünür. Umumi tuvaletleri kullanmamaya çalışır, başkalarının yanında yazarken veya bir şey verirken ellerinin titremesinden kaygılanır. Bundan başka, çoğu sosyal durumlarda aptalca şeyler söyleme, sorulara cevap verememe, heyecanlanma kaygıları da olabilir (sık rastlandığından ayrı bir başlık altında ele alınacaktır.)
Ağorafobi:Çıkılması zor, kaçmanın güç olduğu özel ortamlarda çarpıntı, boğulma hissi, terleme, titreme, bayılma, çıldırma endişesi, tansiyon yükselmesi veya düşmesi, ölüm korkusu gibi belirtiler ortaya çıkar. Bazen bu gibi belirtiler hiç beklenmedik biçimde de ortaya çıkabilir. Hasta kapalı yerlerde ağır bir sıkıntı duyar, tedirgin olarak bekler, hatta kaçabilir de. Pazarda bekleyemez, toplu taşıma araçlarına binemez, namazlarda arka saflarda kalmayı tercih ederler.
Agrafobi zor durumda kalındığında, güvenliğin kolayca sağlanamayacağı, kendini rahatsız hissettiğinde (panik atağı olması durumunda) yardımın gelmeyeceği veya mahcup düşeceği durumlarda bulunmaktan korkma olarak tanımlanabilir. Bunlar kalabalık yerler yoğun trafik, köprü, asansör vb. gibi durumlardır. Bu hastalar toplu ulaşım araçlarına binemezler. Bir yolda bekleyemezler. Tüneller, köprüler, asansör, kuaför, berber, diş hekimi koltuğu vb. katlanılması güç yerlerdir. Evde yalnız kalamazlar. Bir panik atağının ardından agorafobi gelişmesi sık izlenen bir durumdur. Bu gözlemlere dayanarak panik atakları ile agorafobi arasında nedensel bir bağ kurulmaktadır. Fobik ortamlarda izlenen belirtiler baş dönmesi, derealizasyon, gaita ve idrar kontrol edememe, solunum zorluğu gibi belirtilerdir. 20-30 yaş arasında kadınlarda daha sıktır.
Genellikle önemli bir hayat olayının ardından başlar (boşanma, ebeveyn ölümü vb. olabilir). Daha sık olarak da panik ataklarına karşı öğrenilmiş bir yanıt olarak gelişir. Anksiyete arttıkça kişi eve bağlı kalmaya başlar.
Fobiler yaygın mı?
Normal korku ile fobinin ayrımı güç olduğu için ve insanlar fobilerini saklamak eğiliminde olduklarından fobilerin ne kadar yaygın olduğunu kestirmek güçtür. Basit fobiler çocukluk korkuları ile ilişkilidir. Sosyal fobiler daha çok ergenlik döneminde ortaya çıkar. Agora fobiler ise genellikle erişkinlik döneminde ortaya çıkar. Sosyal fobi erkek ve kadınlar arasında hemen hemen eşit oranda görülmekte iken agorafobi kadınlarda daha sık görülmektedir.
Belirtiler neler?
Fobilerde görülen belirtileri üç grupta toplayabiliriz.
Fizyolojik belirtiler:Kalp atımı hızlanır; terleme, titreme, hızlı nefes alma, adale gerginliği, güçsüzlük, midede huzursuzluk, bulantı olur. Hasta nefessiz kalabilir. Agorafobide, genelde 15-20 dakika kadar süren bu belirtilerin bir kaçının birlikte olduğu, çıldırma ve ölüm korkusunun da eşlik ettiği panik ataklar olabilir.
Davranış belirtileri:En sık görülen fobiler “uçma” veya “donma” olduğu yere çakılmak veya büyük bir hızla uzaklaşmak hissi yaşanır.
Öznel belirtiler: Hastanın sözlü ifadesi ve davranışlarından çıkarılır. “Kendimi ölecek gibi hissettim”, “Az daha aklımı kaybedecektim”, “Sanki be ben değilmişim gibi hissettim” gibi ifadeler verir. Utanma, hayal kırıklığına uğrama, kızma ve korku şeklinde duygularda olabilir.
Fobilerde korkuya üç şekilde yaklaşılır ve bu tepki biçimleri belirtilerin yok olmasını engeller. Sıkıntının tekrar gelebileceği veya uyaranla tekrar karşılaşılacağı beklentisi yeni bir gerilim daha doğurur. “Gene olacağım”, “Kontrolümü kaybedeceğim”, “Herkes fark edecek” gibi kaygılar kaçınma tepkisin iyice pekiştirir. Bu sebeple fobiyi hatırlatacak her şeyden kaçınmaya çalışırlar. Günlük faaliyetleri etkileyen fobiler depresyona da yol açabilir.