Sünnet, erkek üreme organının (penis) uç kısmını saran (tıpta prepisyum adı verilen) sarkık sünnet derisinin yaklaşık dörtte üçünün, cerrahi yolla kesilerek alınması ve uç kısmının açığa çıkarılması işlemidir.
Yara iyileştikten sonra, penis başı açıkta kalarak kendine has bir görünüm kazanır.
Sünnet, dünya üzerinde en sık uygulanan ve giderek yaygınlaşan cerrahi bir işlemdir. Asırlardan beri inancımız ve geleneklerimiz gereği sürüp gider. Yeni geçmişimizi geleceğimize bağlar.
Hindistan’ın milli kahramanı Mahatma Gandi’ye batılılar sormuşlar: “İneğin kutsal oluşunu kaldırsanız ve etini yemeyi serbest bıraksanız ülkenizde açlık sorunu kalmaz.”
Gandi, “O zaman” demiş, “Hindistan, Hindistan olmaktan çıkar. Biliyorum bu söylediğim saçma ama ineği kutsal saymamız, ülkemi birleştiren en önemli harçtır.”
Son yıllarda İslâm’ı doğrudan hedef alamayan bazı kişiler, erkeklerin sünnetli olduğu ülkemizde sünnet aleyhine yayın yapmaya başladılar. Böylelikle insanımızı birleştiren önemli bir İslâmî geleneğe darbe vurmak istiyorlar. Çünkü sünnet olma günümüze kadar İslâm’ın bir şiarı ve alameti olarak milletimizi kaynaştıran bir gelenek olmaya devam etmektedir. Üstelik sünnet, sayısız faydası olan bir ameliyattır.
Yüzyıllardır dinsel ve töresel sebeplerden dolayı sünneti tatbik eden toplumların bu operasyon yapmasına önemli başka bir sebep daha gösterilmektedir ki, bu da hijyenik gerekliliktir, yani cinsel bölgenin temizliğidir.
Üst derinin iç tabakasında “smegma” denen bir maddeyi salgılayan bezler bulunur. Smegmanın aşırı salgılanması irritasyona (zedelenme, tahriş) ve keskin bir kokuya sebep olabilir. Bu bölgeyi gerektiği gibi temizlemek için üstderinin geriye çekilerek yıkanması gerekir. Bu yapılmadığı takdirde bölgede irritasyon ortaya çıkar.
Sünnet, altmışlı yılların ortalarında penis ve rahim ağzı kanserlerinin görülme sıklığıyla ilgili yapılan araştırmalar sonucu popülerleşmiştir. Hindistan’da sünneti uygulamayan Hindularda penis kanseri görülme riskinin, dini tören olarak tatbik eden Müslümanlara göre anlamlı derecede daha yüksek oranda olduğu bulunmuştur. Başka araştırmalar da penis ve rahim ağzı kanserinin görülme sıklığının sünnet olduklarından dolayı Yahudiler arasında düşük olduğunu istatistiklerle ortaya koymuştur. Böylece kansere sebep olan ajanın smegma olabileceği düşünülmüştür.
Son araştırmalar, erkek çocuklarını sünnet ettirmekle ilgili geçerli tıbbi sebepler olduğunu göstermektedir. Bunlardan bazıları şöyledir:
*Sünnet erkek evlâdımızın hayatının ilk yıllarında idrar yolu enfeksiyonuna yakalanma riskini azaltır.
*Ender görülen bir durum olsa da penis kanseri, sünnetli erkeklerde ortadan kalkar, adeta rastlanmaz.
*Araştırmalar, sünnetli erkeklerin cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma riskinin daha düşük olduğunu göstermektedir.
*Sünnet, çocukluk döneminde meydana gelen üstderi enfeksiyonlarını ortadan kaldırır.
*Circumcision (sünnet) fimozisi, (phimosis) yani ileriki yaşlarda üst derinin geriye çekilmesini engelleyen daralmayı önler.
*Genital hijyen (cinsel bölgenin temizliği) sünnetten sonra kolaylaşır.
*Sünnet, smegma birikimini neredeyse tamamen ortadan kaldırır.
Bu saydıklarımız sadece sağlık gerekçeleri. Ama sünneti biz Peygamberimizin (s.a.v) tavsiyesi olarak uygularız. Ancak sünnet olmakla pek çok fayda da sağlamış oluruz.